Bakırköy Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameye nazaran 13 Mart 2022 tarihinde Esenyurt’ta Muhammed Ender Hamud ve Maher El Salman
Delilleri belgeye sundu
Suriyeleri gençlerin savı üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ait soruşturma başlattı. Muhammed Ender Hamud sözünde bir danışmanlık şirketinde sürücü olarak çalıştığını olay günü ise tıpkı şirkette muhasebeci olan Maher El Salman’ı adresinden aldığını ve makul müşterilere giderek para topladıklarını belitti. Bu duruma ait WhatsApp yazışmalarını sundu.
Olay günü yaşananları anlattı
Tüm adreslerden parayı topladıktan sonra 19.10 sıralarında araçlarının önünün bir polis aracı tarafından kesildiğini aktaran Hamud olay günü yaşananları şu sözlerle anlattı: “Polis memurları ellerinde silahlarla bizi araçtan indirdikten sonra araç içerisinde arama yaptılar. Arama sonucunda rastgele bir cürüm ögesi bulamadılar. Ve üzerimize aramaya başladılar. Üzerimizde de bir şey bulamadılar. Daha sonra benim üzerimde asılı olan çantayı sordular ve çantaya bakmak istediler. Ben çantayı polislere gösterdim. ‘Çanta içerideki doların geçersiz olup olmadığını’ sordular. Maher ise dolarların ve paraların geçersiz olmadığını söyledi. Bunun üzere polisler beni ve Maher’i alarak aracın ardına yanlışsız götürdüler. Biz aracın ardına gerçek giderken işlerinden bir polis memuru Maher’in oturduğu yere gitti. Daha sonra ardımızdan ‘bu ne’ diye seslendi. Yanımıza gelerek uyuşturucu bulduğunu söyledi. Bunun üzerine beni ve Maher’i takım aracına bildirdiler. Takım aracın art kısmına bindiğimizde ben çantayı Maher’e teslim ettim. Birlikte hastaneye rapor almaya geldiğimizde araçta ineceğimiz sırada vazifeli polis memuru ‘çantayı alamayacağımızı yasak olduğunu ve çantanın araçta kalacağını’ söyleyerek çantayı almamıza müsaade vermedi. Maher, ‘içerisine para olduğunu’ söylediği halde çantayı aldırmadılar ve başına bir polis memuru bıraktılar. Hastaneden çıktıktan sonra polis merkezine geldik. ‘Paraların uydurma olduğunu’ söyleyerek paraları ve bizi teslim ettiler. Tutanağa da bu biçimde geçtiler. Araçta oldukları tez eden uyuşturucu unsur bana ve arkadaşıma ilişkin değildir. Ben uyuşturucu unsur kullanmadım ve kullanmıyorum. Kimse uyuşturucu husus satmadım. Kendi isteğim ile kan, kıl, idrar örneklerini verdim. Bana kabahat atan ve paralı çalan polis memurlarından davacı şikayetçiyim.”
‘Polisler takip etmiş’
Asayiş Gasp Ofis gruplarınca yapılan incelemede Suriyeli gençlerin polis memuru tarafından durdurmadan evvel para almış oldukları işyerlerini gören kamera imajları temin edildi. İmgeler üzerine yapılan incelemede gençlerin kullanmış olduğu aracın saat 19:00 sıralarında Esenyurt’ta bulunan Ceylan market önüne gelerek araçların park ettikleri, gençlerden birinin Ceylan marketin işine girdiği bu sırada gençleri durduran polis grup aracının gençlerin aracının yanından geçerek bir köşede beklemeye başladığı tespit edildi. Gençlerin aracının hareket etmesiyle polis aracının da onları takip etmeye başladığı iddianamede yer aldı.
‘Eli yumruk şeklindeydi’
İddianamede polis memurlarının planlayarak Suriyeli gençlerin aracını durdurdukları İ.Y. isimli polisin elinin yumruk formunda olduğu, araç içine yanlışsız yönelince etrafına bakındığı, o sırada araca uyuşturucu koyduğu belirtildi.
‘Dolu mu, boş mu?’
Soruşturma kapsamında beyanına başvurulan bir şahit polis ise olay günü sanık polislerle restorantta yemek siparişi verdiklerini belirterek, “O sırada E.A. ve B.A. isimli polislere telefon geldi. Bize bir şey demeden masadan kalktılar. O sırada, ‘dolu mu, boş mu?’ dediklerini duydum” dedi. Hazırlanan iddianamede polislerin “Zimmet”, “Kamu görevlisinin resmi evrakta sahtecilik” ve “İftira” cürümlerinden cezalandırılması istendi.